Safra Taşları

Safra ve safra yolları hakkında
Safra karaciğerde üretilir. Safra hem karaciğerde üretilen bazı maddelerin atılımını sağlar hem de hazma yardımcı olur. Özellikle yağlı besinlerin sindiriminde önemli rol oynar. Karaciğerde üretilen safra, karaciğer içindeki küçük safra kanallarına akıtılır. Bu kanallar karaciğer içinde birleşerek daha büyük kanalları oluşturur. Karaciğer iki tarafından gelen safra kanalları, safra kesesi kanalı ile birleşerek ana safra kanalını oluştururlar (resme bakınız). Safra kesesi, karaciğerde üretilen safra için geçici bir depo görevi görür.
Safra kesesi, aynı zamanda, safranın kıvam kazanmasını da sağlar.Ana safra kanalı, pankreas kanalı ile birlikte onikiparmak bağırsağının ikinci kısmına boşalır. Ana safra kanalı ile pankreas kanalı arasındaki bu yakın ilişkiden dolayı, safra taşları sadece safra yollarını değil aynı zamanda pankreas kanalını da tıkayabilirler.
Safra taşları hakkında
Farklı mekanizmalarla oluşan farklı tipte safra taşları olmakla birlikte, tüm safra taşlarının yol açtığı sorunlar benzerdir. Safra taşları en sık safra kesesi içinde görülürler. Ancak, safra yollarının herhangi bir kısmında safra taşı oluşabilir. Dolayısıyla, safra kesesinin alınması, o kişide bir daha asla safra taşı olmayacağı anlamına gelmez.
Safra taşları, belirtildiği üzere, en sık safra kesesi içinde görülse de, bazı kişilerde eş zamanlı olarak ana safra kanalında da taşlar bulunabilir. İki durumun tedavisi de birbirinden farklıdır. Ayrıca, sadece safra kesesinde taş olan hastaların tümünün mutlaka tedavi olması gerekmez ancak ana safra kanalında taş olan bireylerin hiçbir şikayetleri olmasa dahi mutlaka tedavi olması gerekir. Zira, ana safra kanalındaki taşların yol açabileceği sorunlar çok daha sık ve ciddidir.
Safra taşı hastalığı ne demektir?
Safra taşı varlığı ile safra taşı hastalığı arasındaki farkı anlamak önemlidir. Safra kesesi taşları kişide şikayetlere veya aşikar bir hastalığa (Bu hastalıklar, safra taşları ile ilişkili hastalıklar başlığı altında anlatılacaktır) yol açtığı zaman safra taşı hastalığından söz edilir. Dolayısıyla, safra kesesinde taş bulunan her birey safra taşı hastalığına sahip değildir.
Safra taşı hastalığının belirtileri nelerdir?
Safra taşları ile ilişkili en sık şikayetler şişkinlik, karnın üst kısmında dolgunluk hissi ve karın ağrısıdır. Ağrı sıklıkla boşlukta ve karnın sağ üst kısmında hissedilir ve sağ kürek kemiğinin altına doğru yansıyabilir.
Safra taşı hastalığı, nadir olmayarak, ani başlayan bir tablo ile ortaya çıkabilir. Özellikle gece aniden uykudan kaldıran, şiddetli, boğucu bir karın ağrısı ile birlikte ateş ve sarılık gibi şikayetler oluşabilir.
Safra taşları ile ilişkili hastalıklar nelerdir?
Safra kesesindeki taşlar safra kesesi kanalını geçici veya kalıcı olarak tıkayabilir. Geçici tıkanıklıklarda hastalar “biliyer kolik” adı verilen şiddetli karın ağrısı ile başvururlar. Kalıcı tıkanıklıklarda ise “akut taşlı kolesistit” denilen ani safra kesesi iltihaplanması ortaya çıkar. Bu durumda, şiddetli karın ağrısına ek olarak, ateş gibi sistemik belirtiler de meydana gelir.
Safra kesesindeki taşlar, safra kesesi kanalından geçerek ana safra kanalına dökülebilirler. Bu durumda, ana safra kanalı kısmi veya tam olarak tıkanabilir. Benzer durum, safra kesesi alınmış kişilerde, ana safra kanalı içinde oluşan safra taşlarına bağlı da ortaya çıkabilir. Bunun sonucunda, gizli veya aşikar sarılık meydana gelir. Tıkanıklık devam ederse, tüm safra yollarını içeren bir safra yolu iltihaplanması (akut kolanjit) oluşabilir. Akut kolanjit çok ciddi ve ölümcül olabilen bir hastalıktır.
Safra kesesinden ana safra kanalına dökülen taşlar, pankreas kanalını geçici veya kalıcı olarak tıkayabilir. Bu durumda, “akut pankreatit” denilen ani pankreas iltihaplanması duruma ortaya çıkabilir. Akut pankreatit de çok ciddi ve ölümcül olabilen bir hastalıktır.
Safra taşları ile ilişkili daha nadir rastlanılan hastalıklar arasında Mirizzi sendromu (safra kesesi taşının ana safra kanalını dışarıdan basarak tıkaması veya aşındırması), safra taşı ileusu (safra kesesi taşlarının bağırsağı aşındırarak kendilerine yol yapması ve bağırsağa geçerek burayı tıkaması) sayılabilir.
Safra taşlarının tanısında ve takibinde hangi yöntemler kullanılır?
Safra taşları, ilgili şikayetler olması nedeniyle istenen tetkikler sonucunda veya diğer bazı hastalıklar için yapılan incelemeler sonucunda ortaya çıkar. Bunlar genel olarak klinik (muayene), biyokimyasal (kan tetkikleri) ve radyolojik (ultrason, emar, tomografi) olarak sınıflandırılabilir.
Kan tetkikleri içinde en yaygın kullanılanlar karaciğer testleridir (AST, ALT, ALP, GGT, bilirubinler). Bunlar safra taşı olup olmadığını göstermekten ziyade, safra taşı hastalığını gösteren tetkiklerdir.
Ultrason, safra kesesi taşlarını saptamanın en kolay, en ucuz ve en etkili yöntemidir. Kişiye ciddi bir rahatsızlık vermediği gibi, radyasyon veya alerji riski de taşımaz. Yaygın olarak bulunduğundan ulaşımı da kolaydır. Ancak, ultrason ana safra kanalındaki taşlar aynı doğrulukla gösteremez. Bu nedenle, ana safra kanalında taş olduğundan şüphelenilen kişilerde emar veya tomografi tercih edilir.
Tesadüfen saptanan safra kesesi taşları ne demektir?
Tanı yöntemlerinin gelişmesi ve yaygınlaşması ile birlikte, genel sağlık taraması amacıyla veya diğer bazı tıbbi sorunlar nedeniyle yapılan tetkikler sırasında tesadüfen safra kesesi taşlarının saptanması durumu ile sık karşılaşılmaktadır. Örneğin, idrar yolu şikayetleri nedeniyle böbrek filmi istenen kişilerde filmde tesadüfen safra kesesi taşları saptanabilir. Kısacası, safra taşları ile ilgili olabilecek hiçbir şikayeti olmadığı veya daha önce safra taşları ile ilişkili hiçbir sorun yaşamadığı halde, başka nedenlerle yapılan incelemelerde saptanan safra kesesi taşlarına “tesadüfen saptanan safra kesesi taşları” adı verilir. Tesadüfen saptanan safra kesesi taşları ile safra taşı hastalığının tedavi şekilleri birbirinden farklıdır.
Yapılan büyük bilimsel çalışmalarda, tesadüfen saptanan safra kesesi taşları ile ilgili bazı bilgiler elde edilmiştir. Tesadüfen saptanan safra kesesi taşlarının bir kişide şikayete veya yukarında bahsi geçen safra taşları ile ilişkili hastalıklara yol açma olasılığı yıllık %2’nin altındadır. Tüm yaşam süresi için bu oran %20 civarındadır. Diğer bir deyişle, tesadüfen saptanan safra kesesi taşlarına sahip bireyler her seneyi %98’in üzerinde olasılıkla ve tüm hayatlarını %80 olasılıkla safra taşları ile ilgili hiçbir sorun yaşamayarak geçirecektir. Bu oranlara dayanarak güncel tıbbi kılavuzlar, tesadüfen saptanan safra kesesi taşlarında herhangi bir tedavi uygulamanın gerekli olmadığını belirtmişlerdir. Ancak, bazı durumlarda, tesadüfen saptanan safra kesesi taşlarında dahi tedavi gereksinimi doğar. Aşağıda belirtilen kişilerde bu tip bir gereksinim söz konusu olabilir:
- Daha önce safra taşı ile ilişkili bir hastalık (safra kesesi iltihabı, safra yolu iltihabı, tıkanma tipi sarılık, pankreas iltihabı, vs.) geçirmiş olan kişiler,
- Başka bir nedenle üst karın ameliyatı (örneğin reflü ameliyatı) olacak kişiler,
- Organ nakli adayı olan kişiler,
- Bağışıklık sistemini baskılayacak ilaçlar kullanan veya hastalığa sahip olan kişiler,
- Acil durumlarda sağlık hizmetine ulaşması zor olan veya mümkün olmayan kişiler,
- Safra taşı oluşumuna yataklık eden anemi tiplerine (herediter sferositoz) sahip olan kişiler.
Bu nedenle , güncel bilimsel kanıtlara ve dünya çapındaki standartlar ışığında tesadüfen safra kesesi taşları saptanan kişilere herhangi bir tıbbi tedavi veya ameliyat önermiyoruz. Bu bireylere şikayetleri olduğu takdirde hemen bize başvurmalarını, aksi takdirde senede bir kontrole gelmelerini öneriyoruz.
Bu noktada iki konuyu vurgulamak gereklidir. Birincisi, safra kesesi taşlarının boyutları ve sayısı önemi çok küçüktür. Ancak, bazı bilimsel çalışmalarda 3 santimetreden büyük taşların safra kesesi kanseri ile ilişkili olabileceği öne sürüldüğü için, biz de ameliyat açısından ciddi riske sahip olmayan bireylere ameliyat öneriyoruz.
İkincisi de, daha önceden belirtildiği üzere, safra kesesi dışındaki safra yollarının herhangi bir kısmında safra taşı tespit edilmesi, tesadüfen olsa dahi, mutlaka bir tedavi uygulanmasını gerektirir.
Safra taşı hastalığı nasıl tedavi edilir?
Safra taşı hastalığının tedavisi safra taşlarının yerleşimine, hastanın durumuna ve hastalığın durumuna göre büyük farklılıklar gösterir.
Sadece safra kesesinde taşların olduğu durumlarda en ideal tedavi safra kesesinin cerrahi yolla çıkartılmasıdır. Sadece safra taşlarının çıkartılması şeklinde bir tedavi seçeneği yoktur çünkü burada safra taşları bir neden değil, bir sonuçtur. Safra kesesi taşları anormal işlev yapan bir safra kesesinin ürünleridir. Dolayısıyla, sadece taşları çıkartmak hastalığı tedavi etmez ve hastalık kaynağı olan organın yerinde kalması ile sonuçlanır. Bu da, yeni safra taşlarının oluşumuna neden olabilir. Bu nedenle, safra kesesi, içindeki taşlar ile birlikte, bütün olarak çıkartılır. Hastalığın ve hastanın durumuna göre ameliyat acil veya normal koşullarda yapılabilir.
Safra asidi içeren bazı ilaçlar safra taşlarını eritmek için kullanılabilir. Ancak, bu ilaçlar sadece bazı tip safra taşları için etkilidir ve kişilerde hangi tip safra taşı olduğunu net olarak bilmek mümkün değildir. Bu nedenle, safra taşlarında ilaç tedavisi ile başarı elde etme şansı %60’ı geçmez. Ayrıca, başarılı olunsa da, yeniden taş oluşma olasılığı yüksektir.
Böbrek taşlarında uygulanana benzer şekilde, safra kesesi taşlarında da taş kırma tedavisi uygulanmaktadır. Ancak, ilaç tedavisindeki gibi, başarı oranları düşüktür ve tekrar olasılıkları yüksektir.
Gerek dünyada, gerekse kliniğimizde ilaç tedavisi ve taş kırma tedavisi sadece ameliyat için tıbbi bir engele sahip olan kişilerde kullanılır.
Ana safra kanalındaki taşlar endoskopik, radyolojik veya cerrahi yolla tedavi edilebilir. Endoskopik yöntemde, endoskopi ile safra yollarına ulaşılır ve özel cihazlarla safra yollarındaki taşlar temizlenir. Ancak, bu yöntem sadece ve sadece ana safra kanalındaki taşları temizler, safra kesesi içindeki taşları temizleyemez.
Endoskopik yolun kullanılamadığı veya başarılı olmadığı durumlarda, radyolojik olarak, ultrason eşliğinde safra yollarına girilerek taşlar aşağıya yani bağırsağa itilebilir. Ancak, bu yöntem endoskopik yönteme göre daha zor ve daha az etkili bir yöntemdir.
Ana safra kanalında taşı olan ancak endoskopik veya radyolojik yöntemlerin mümkün veya başarılı olmadığı kişilerde açık veya kapalı yöntemle uygulanan ameliyatla bu taşlar temizlenebilir.
Ana safra kanalı taşları olan kişilerde hangi yöntemin tercih edileceği hastanın durumuna, daha önce safra kesesi ameliyatı olup olmadığına ve taşların durumuna göre karar verilir. Kliniğimizin ana safra kanalı taşlarında tercihi öncelikli olarak endoskopik yöntemdir. Hem ERKP (endoskopik retrograt kolanjiyopankreatografi) adı verilen bu endoskopik yöntem, hem de cerrahi yöntem kliniğimizde sıkça ve başarı ile uygulanmaktadır.
Diğer sağlık sorunları veya farklı nedenlerle safra kesesi ameliyatı olması tıbben mümkün olmayan veya çok riskli olan kişilerde ameliyat dışında birkaç seçenek söz konusudur. Bunlardan ilki, ana safra kanalı ile pankreas kanalının birlikte onikiparmak bağırsağına açıldığı deliğin endoskopi ile kesilerek genişletilmesidir. Böylece, ana safra kanalına düşen taşların kanalı tıkamadan bağırsağa düşmesi hedeflenir. Ancak, bu tedavinin etkinliği safra kesesi ameliyatınınkinden daha düşük olduğu gibi, safra kesesi iltihaplanmasına karşı da hiçbir koruyuculuğu yoktur.
İkinci bir seçenek ise, yukarıda da bahsi geçen, safra asiti tedavisidir. Ancak, bu tedavinin etkinliği endoskopik yöntemden de düşüktür ve bu nedenle ilaç tedavisi, genellikle, tek başına değil, endoskopik tedavi ile birlikte uygulanır.
Akılda kalması gerekenler
- Safrayı safra kesesi üretmez; safra karaciğer tarafından üretilir ve safra kesesinde depolanır; dolayısıyla, safra kesesi alınan kişilerde safra yapımı devam eder ve yine safra taşları oluşabilir
- Bir kişide safra taşı olması, o kişinin hasta olduğunu göstermez veya hasta olmasını gerektirmez; safra taşı olan kişilerde ancak safra taşına bağlı şikayetler veya hastalıklar mevcut ise safra taşı hastalığından söz edilir
- “Safra kesesi taşları = ameliyat” değildir
- Şikayetlere veya safra taşı ile ilişkili hastalıklarla yol açan safra kesesi taşları olan, diğer bir deyişle safra taşı hastalığı olan kişilere tedavi önerilir
- Tesadüfen saptanan ve herhangi bir soruna yol açmayan safra kesesi taşları güvenle takip edilebilir ve bu kişilere sadece özel bazı durumlarda tedavi önerilir; zira, bu kişilerde safra kesesi taşlarına bağlı şikayet veya hastalık oluşması riski oldukça düşüktür
- Safra kesesi taşlarında ideal tedavi cerrahi olarak kapalı yöntemle safra kesesinin çıkartılmasıdır; bu tip taşlar için ilaç tedavisi ve taş kırma tedavisi de uygulanabilir ancak bunların etkinliği düşüktür ve tedavi sonrasında yeni safra taşı oluşumu sıktır
- Safra yollarının safra kesesi haricindeki kısımlarında yerleşmiş taşlar, herhangi bir şikayete veya hastalığa yol açsın ya da açmasın, mutlaka tedavi edilmelidirler
Son Söz
Bu bilgilerin tümü güncel bilimsel verilere dayanılarak hazırlanan yayınlardan ve kitaplardan edinilmiştir. Bu makale, bireylere sadece ön bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır. Dolayısıyla, hekiminizin görüşünü almaksızın, bu bilgiler eşliğinde tek başınıza karar vermeniz uygun değildir. Durumunuz hakkında net bilgi edinmek, kafanızdaki soru işaretlerini gidermek ve gerekiyorsa tedavinizin nasıl olacağını belirlemek için ilgili hekim ile görüşmeniz gerekmektedir.
Op. Dr. Cemal Seyhun
Genel Cerrahi Uzmanı
Randevu İçin Bize Ulaşın:
Telefon Hattı: 0392 444 3548 (ELIT)
İletişim Formu: https://www.elitenicosia.com/iletisim/