Anemi (Kansızlık)

Anemi (veya halk arasındaki tabiri ile kansızlık), vücutta dolaşan alyuvarların (kırmızı küre) sayısının azalması ve buna paralel olarak hemoglobin, hematokrit konsantrasyonunun düşmesi anlamını taşır. Anemi, halk arasında sıklıkla görülen yaygın bir durumdur. Aneminin üç sebebi olabilir:
– Yetersiz alyuvar üretimi
– Fazla alyuvar yıkımı
– Kan kaybı
Genellikle anemi durumlarındaki en sık rastlanan olgu demir eksikliğidir. Yani, demir eksikliğine bağlı anemi en sık gözlemlenen anemi tipidir. Fakat en sık rastlanması demek, illa ki sorunun kaynağının demir eksikliği olması demek değildir. Anemi, kişinin yaşı, cinsiyeti, etnik kökeni ve genetik yapısı ile alakalı olarak değerlendirilerek kaynağı araştırılması gereken bir olgudur.
Dünya sağlık örgütü, anemi’yi
Kadınlarda 12 g/dL’nin altında hemoglobin
Erkeklerde 13 g/dL’nin altında hemoglobin konsantrasyonu olarak tanımlamaktadır.
Hemoglobin seviyesine göre anemi teşhisi konduktan sonra, mutlaka anemi’nin tipi de araştırılmalıdır. Bu araştırmada en önemli belirteçlerden bir tanesi de MCV olarak adlandırılan kan belirteçidir. MCV (mean corpuscular volume), ortalama bir alyuvarın hacmini ölçen bir parametredir. Hemoglobin seviyesinde düşüklük olması durumunda, genellikle bir sonraki adım MCV seviyesinin kontrolüdür. Zaten tam kan sayımı içerisinde her iki parametre de mevcut olduğu için ekstra bir tetkik yapmaya gerek kalmadan bu parametre de kontrol edilebilmektedir. Morfolojik Yapıya Göre Anemi Sınıflandırılması aşağıdaki tabloda görülmektedir:
* Kronik hastalık anemisi, genellikle ileri safhalarda MCV düşüklüğüne sebebiyet verir. Artirit, Lupus gibi kronik inflamatuar hastalıklarda, Tüberkülozda veya belli başlı kanserlerde baş gösterebilir.
** Kronik hastalık ilk safhalarda normositik anemi olarak karşımıza çıkar.
Klinik Bulgular ve Tetkikler
Solgunluk (damaklarda, göz kapağı içerisinde solgun renk)
Kolay yorulma ve nefessiz kalma
Buz veya besin değeri olmayan gıda dışı şeyler yeme isteği
Kas ağrıları
Kalp ağrısı
Taşikardi / Nabızda atış şiddetinde artış / Kulakta ritmik bir ses
Kronik rahatsızlıklarda bu bulgulara ek olarak karaciğer veya dalakta büyüme gibi sorunlar da gözlenebilmektedir.
Bu belirtilerin biri veya birkaçı kendini gösterebilir. Her bireyde aynı belirtiler gözlemlenmez ve anemi’nin türü ve seviyesine göre belirtiler farklılaşabilir. Çoğu zaman tek belirti sadece erken yorulma olarak kendini gösterebilmektedir.
Klinik bulgulara bakılırken, hastanın medikal geçmişini araştırmak da oldukça önemlidir. Özellikle aşağıdaki unsurlara değinmek gerekir:
– Kanama (yakın tarihte bir ameliyat, travma, gaita’da kan veya kadınlarda şiddetli adet kanaması)
– Kronik hastalıklar (romatizmal hastalıklar, kanser)
– Belirli ilaçların kullanımı
– Genetik geçişi bulunan anemi veya hemofili hastalıkları
– Alkol kullanımı
Demir eksikliğinden kaynaklanan anemi durumlarında, hemoglobin ve MCV seviyeleri normalin altında çıkma eğilimi gösterir. Şayet bilinen bir genetik aile öyküsü, kronik rahatsızlık veya yakın tarihli ilaç kullanımı yoksa, demir eksikliği akla gelen ilk olgudur. Demir eksikliği tanısı koyabilmek için bir kan testi yaptırmak ve aşağıdaki parametreleri incelemek gerekir:
– Demir
– Ferritin
– Toplam demir bağlama kapasitesi
Ferritin seviyesinin düşük, toplam demir bağlama kapasitesinin yüksek olduğu durumlarda demir eksikliği şüphesi daha da artacaktır. Ferritin seviyesinin normal veya yüksek olması durumlarında, eğer bağlama kapasitesi de normal veya normalin altında ise, talassemi taşıyıcılığı ihtimali üzerinde durulabilir.
Tedavi
Tedavi, anemi’nin sebebine göre değişiklik gösterecektir. Bazı durumlarda demir takviyesi uygun olurken, kronik böbrek yetmezliği durumunda EPO takviyesi, sideroblastik anemi durumlarında B6 vitamini takviyesi, kan kaybı durumunda kan takviyesi düşünülebilmektedir. Sebebi araştırılmadan demir takviyesi kullanmak veya başka metodlarla anemi’yi düzeltmeye çalışmak doğru değildir. Eğer anemi şüphesi varsa, hekiminize başvurarak gerekli tetkikleri yaptırınız.